ROBERT JAMES FISCHER (Doğum: 1943 ABD , Ölüm: 2008 İZLANDA)
2015 Avrupa Takımlar Şampiyonası için Reykjavik’te ülkemizi temsil ettiğimiz turnuvanın boş gününde satranç tarihinin “efsane dâhisi” olarak anılan Robert James Fischer’in Mezarı ve Merkezi’ni ziyaret ettik. 2 Ekim 2015 tarihinde ülkemizde vizyona giren “Pawn Sacrifice – Şah Mat” filmi ile satrançseverlerin dışında da ilgi çeken Efsane hakkında birçok kitap, belgesel ve kaynak bulabilirsiniz. Ancak biz Fischer ile tanışan ve 1972 yılında İzlanda Satranç Federasyonu Başkanı olan Thorarinson tarafından olayları ilk ağızdan dinleme şansına eriştik.
Bildiğiniz üzere Spassky ile Fischer arasında 1972 Dünya Satranç Unvan Maçı Reykjavik/İzlanda’da düzenlendi. Bu maçın düzenlenmesinden önceki ve sonraki olayları, o dönemin İzlanda Satranç Federasyonu Başkanı Thorarinson’dan dinleyelim:
“1972 Dünya Satranç Unvan Maçı’nı ülkemizde düzenlemek istedik. Bizden başka Buenos Aires ve Belgrad daha yüksek tekliflerde bulundu. En yüksek teklifi veren Belgrad (152.000 Dolar) Buenos Aires (150.000 dolar) ve Reykjavik (125.000 dolar). Spassky turnuvanın İzlanda’da, Fischer de Belgrad’da yapılmasını isteyince orta yol bulunması adına dönemin FIDE Başkanı ve eski Dünya Satranç Şampiyonu Max Euwe, 24 maçlık unvan maçının yarısını Belgrad’da yarısını da Reykjavik’de oynanmasını teklif etti. Ancak Sovyetler bu durumu protesto edince bu tekliften vazgeçildi. Fischer’in unvan maçında oynama garantisi verilmeyince Belgrad teklifini geri çekti ve turnuva Reykjavik’te düzenlendi. Ancak Fischer’in talepleri yerine getirilmeyince Fischer turnuvanın açılışına dahi gelmedi, hatta ilk turu kaçırdı. Sovyetler’in bu durumu protesto etmesi ve Soğuk Savaş sebebiyle gerginliğin artmasından dolayı Beyaz Saray’ın da devreye girmesi ile, Fischer isteklerinin yerine getirileceği konusunda ikna edildi. Ancak, şimdi de yeni bir sorun vardı: Fischer ilk maçı kayıp mı etmiş olacaktı? Normal şartlarda maçı kaybetmiş sayılmalıydı. Ama Fischer bunu kesinlikle kabul etmezdi. Sovyetler de Fischer’in kaybetmiş sayılmamasını kabul etmezdi. Ne yapacağımı bilemiyordum. Kriz çıkmaması adına kendimi feda ederek bir hata yaptığımı söyledim. İlk maçta Fischer salonda yoktu; ancak saatine de basılmamıştı. Fide Kurallarına göre (o dönemdeki kurallar) saati başlatılmayan sporcuya hükmen kayıp verilemezdi. Böylece Sovyetler protesto ettiyse de bir orta yol bulunmuş oldu.”
Thorarinson daha sonra turnuvadan hikayeler anlatmaya başladı:
“Fischer ilk maçında Fxh2 ZEHİRLİ PİYONU alarak maçı kaybetti. Maçtan sonra kendisine neden bu hamleyi yaptığını sorduğumda Fischer, filinin düştüğünü maç sırasında görmediğini söyledi. Ancak bütün maçı çeken kameraların çok ses çıkardığını ve bu durumdan rahatsız olduğunu belirtti. Daha sonra kameralar olduğu takdirde maça çıkmayacağını söyledi. Bu sebeple arka odada maçlara devam etmek zorunda kaldık.”
Diğer maç arka odada yapıldı. Fischer’in Ah5 oynadığı efsane maç bu salonda oynandı. Maç sırasında dışarda analiz yapan herkes bu hamlenin TRAJEDİ olduğunu belirtiyordu. Ancak; Fischer, maçın devamında konumunu yavaş yavaş geliştirerek maçı kazandı. Spassky ile maçtan sonra yaptığım konuşma çok ilginçti. Spassky “Bu maçla beraber dünya şampiyonluğu unvan maçı bitmiştir, ben kaybettim” dedi. Psikolojik olarak artık kazanmasının imkansız olduğunu savundu. Ve nitekim Fischer ünvanı maçların sonunda elde etti.”
“Fischer daha sonra 20 yıl kadar ortadan kayboldu. Bu arada bilindiği üzere ABD tarafından kanun kaçağı olarak aranıyordu. Japonya’da yakalanan Fischer 9 ay gözaltında tutuldu. Hiçbir ülke Fischer’e sahip çıkmazken, İzlanda Hükümeti Fischer’e vatandaşlık verdi. (2005) Fischer artık İzlanda vatandaşıydı. Dünya Şampiyonu Unvanı kazandığı ülkeye döndü ve orda vefat etti.”
Son olarak bu güzel günden birkaç fotoğraf paylaşalım: